Haber

Anayasa Mahkemesi itiraz süresini iptal etti

Anayasa Mahkemesi (AYM), Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 273. maddesinin, temyiz süresinin kararın açıklandığı günden itibaren başlaması gerektiğini düzenleyen birinci fıkrasını iptal ederek, temyizde bulunmak isteyen tarafın bu talebini anayasaya aykırı buldu. Kararın gerekçesi görülmeden uygulanması gerekti. İptal kararı 9 ay sonra yürürlüğe girecek.

Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yer alan karara göre, Trabzon 2. Asliye Ceza Mahkemesi, gördüğü davada, kararın açıklanmasının ardından 7 gün süre tanınmasına karar verdi. 5271 sayılı CMK’nın 273’üncü maddesinde yer alan mahkeme kararının iptali davası açıldı.

Dilekçede, istinaf yoluna başvurma süresinin kararın ilanından itibaren başladığı belirtilirken, karar gerekçesinin duruşma tutanağına kaydedilmediği hallerde sürenin başlatılması gerektiği savunuldu. Kararın açıklanmasından itibaren temyiz başvurusu, sebebini bilmeyen sanık açısından davalıya ağır bir yük getirmektedir.

İptal talebini görüşen Yargıtay, CMK’nın 273’üncü maddesinin 1’inci fıkrasında şöyle dendiğini belirtti: “İtiraz talebi, hükmün açıklanmasından itibaren 7 gün içinde kararı veren mahkemeye dilekçe vermek suretiyle yapılır. ” İlk cümledeki “…kararın açıklanması itibarıyla…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğunu ve iptal edilmesi gerektiğine karar verdi. İptal kararı 9 ay sonra yürürlüğe girecek.

Kararın gerekçesinden

Anayasa Mahkemesi bağlamında, CMK’nın 232. maddesinde yerel mahkeme kararının duruşmada ana hatlarıyla açıklanması ve ilişkisinin en geç 15 gün içinde dava dosyasında yer alması gerektiği, itiraz için taraflara süre aşımı dilekçesi verilmesinin zorunlu olduğu belirtildi.

İlişkide, başvurucunun temyiz hakkını sağlıklı bir şekilde kullanabilmesi için kararın neye dayanarak verildiğini bilmesi gerektiği vurgulanarak, “Aslında temyiz gerekçelerinin hukuki yollardan ileri sürülmesi gerekmektedir. başvuru yolu sadece kararın sonucuyla değil, gerekçesiyle de ilgili olabilir. Bu bakımdan ceza yargılamasında ve kararın maddi ve hukuki yönlerinde temel belgelerden biridir.” “Tarafların davaya başvurma haklarını kullanabilmeleri için, gerekçeyi içeren hükmün taraflara bildirilmesi zorunludur.” tespiti yapıldı.

Tebliğde, kararın gerekçesiyle birlikte açıklanmadığı ve sadece mahkeme kararıyla açıklandığı hallerde hak kayıplarının önlenmesi amacıyla duruşmada hazır bulunan taraflara belirli bir süre dilekçe verme olanağı tanındığı belirtildi. karar açıklandı:

“Kararın gerekçesiyle birlikte açıklanmadığı, sadece karar sonucunun açıklandığı durumlarda ulaşılmak istenen amaç, kararın ilanından itibaren istinaf yoluna başvurma süresini başlatan ve bunu zorunlu kılan kuraldır. Kanun yoluna başvuracak olan tarafın öncelikle mühlet davası dilekçesi vermesi, gerekçeli kararın tebliğinden sonra ise itiraz nedenlerini belirten ikinci bir dilekçe vermesinin hukuk açısından zorunlu olmadığı anlaşılmaktadır. mahkemeye erişim hakkına gereksiz bir sınırlama getirmektedir.

Mahkemeye erişim hakkının kısıtlanmasıyla ulaşılmak istenen hukuki amaç ile bireylerin mahkemeye erişim hakkından faydalanmasındaki kişisel menfaatleri arasında makul bir orantı kurulamayacağı anlaşılmaktadır. Bu itibarla kuralın, ilgisi açıklanmayan kararlardan dolayı mahkemeye erişim hakkını zorlaştırdığı, kuralın hedeflediği amaca ulaşıldığında elde edilecek kamu yararına kıyasla bireylere büyük bir yük getirdiği anlaşılmaktadır. sağlanmakta ve mahkemeye erişim hakkını orantısız ve dolayısıyla orantısız bir şekilde sınırlamaktadır.”

Gerekçede, yönetmelikte yer alan “…kararın açıklanmasından itibaren…” ibaresinin iptali nedeniyle oluşacak hukuki boşluğun kamu yararına aykırı sayıldığı ve bu nedenle cezai yaptırım uygulandığı belirtildi. kuralın iptali kararının, kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından 9 ay sonra yürürlüğe gireceğine karar verdi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu